23 Ekim 2012 Salı

Kaleci

Blog içerisinde ileride sık sık rastlayabileceğiniz bir başlık. Zira fırsat buldukça kaleciler üzerine uzun uzun yazacağım. Bugün özellikle bir isim üzerinden değilde, genel olarak kalecilere, kaleciliğe bakış açımı aktarmak istiyorum..


1994 Dünya kupası, hatırladığım en eski futbol organizasyonu. Daha öncesinden hatırladığım çok maç var ama bir kupa, bir organizasyon olarak hatırladığım en eskisi bu. Resimde ki Andoni Zubizaretta hafızama kazınan ilk kaleci. O dünya kupasında izlediğim ilk maçın kahramanı büyük ihtimalle. Çünkü bu işe heves etmememin temelinde o varsa, o maçın kahramanı da mutlaka bu adamdır. Yada yabancı futbolcu ismi karizması olabilir ismini o zamanlardan hatırlamam. Tabi kaderin büyük bir cilvesi olsa gerek bu maç, gerçi maçı hatırlamıyorum. Hatırladığım bir kaç şey İspanya milli takımı, büyük bir stadyum, kaleci Zubizaretta. Kaderin cilvesi diyorum çünkü; 1-İspanya'nın 94'' dünya kupasında ki ilk maçında kaleyi Santiago Canizares korumuş. Bende büyük ihtimalle ilk maçı değil de sonra ki maçlardan birini izlemişim. Zira ilk maç olsa o beyaz kafalı adamı unutmazdım. 2-Dedemin evinde izlemiş olmam. Ev halkını hatırlıyorum, en az 15 kişi var belki de oda da. O 15 kişini içinde konsantre olup o maçı izlemiş olmam tamamen mucize. 

İlk kez adam akıllı bir kaleci izlediğim zaman o zamandı. Ondan sonra ki yıllar da mahallede, ortaokul da, lise de, semt takımının çeşitli katagorilerinde uzun yıllar kalecilik yapmamım başlıca sebebidir bu adam. Daha sonraları çok kaleci izledim tabi ki, Schmeichel, Kahn, Toldo, Seamen, Taffarel, Buffon, Casillas ve niceleri.. Hepsi imrenerek izlediğim kalecilerdi. Mutlaka hepsinin yerinde olmayı hayal etmişimdir. Ama hayali bile zordu, çünkü gerçek bir kaleci olmak zordu! Sürekli çalışman gerekli, sürekli öğrenmen gerekli, zeki olman lazım, bir forvetten mutlaka daha hızlı düşünmen gerekli ve daha çabuk tepki vermen gerekli. Diğer mevkiide ki arkadaşlarının yaptığı idmanın yanında bir o kadar da kalecilik için yapman gerekli. Dizlerin, kalçaların, yan baldırların parçalanana kadar atlaman gerekli. Kuş gibi olduğun kadar çita kadar çabuk yön değiştirmen gerekli. Teksin! yanlızlığa alışık olman lazım, çünkü yanında kimsen yok. Kademeni sağlayacak bir takım arkadaşın yok. Gurur vericidir çünkü tahtaya ilk sizin isminiz yazılır. Ama bir o kadarda yıkıcı olabiyor 12. adam olarak yazıldığınızda. Bundan dolayı da biraz şansızdır tüm kalecilerin yarısı. diğer mevkiilerde ki arkadaşlarınız oyuna girebilme ihtimali yedek kalecinin oyuna girebilme ihtimalinden daha fazladır. Şüphesiz oyuna sonradan giren tüm kalecilerin dizleri titrer. Tüm tribün sanki maçı bırakıp sizi izliyormuş gibi hissedersiniz. Büyük olasılıkla da o tribün o kaleciyi izliyordur. Kendi kaleciside olsa hatasını kollayıp, yediği ilk golde bütün hatayı ona yüklerler..

Kaleciler duygusal adamlardır. Misal bir forvet, rakip forvetin kaçırdığı gole üzelmez. Ama çoğu kaleci rakip meslektaşının yediği şansız gole üzülür. Empati kurarlar. Biraz da delidirler aslında yada ince bir cizgidedirler diyelim. Delilik ve dahilik arasında ki ince çizgide!

Kalecilik zor zanaattır, herkesin yapamayacağı bir meslek. Ve herkesin yapamadığı gibi herkesin öğretemeyeceği, öğrenemeyeceği bir meslek.


Şimdilik kaleciler hakkında aklıma gelenler, aklımda kalanlar bunlar. Yazının başında da belirttiğim gibi daha sonraları fırsat buldukça uzun uzun bireysel olarak kalecileri yazmaya çalışacağım..


3 yorum:

  1. Profesyonel bir kaleci23 Ekim 2012 20:26

    Biraz da delidirler aslında yada ince bir cizgidedirler diyelim. Delilik ve dahilik arasında ki ince çizgide!

    Bir maçtaki kaleci ruhunu 2 cümlede anlatabilmek zor iştir bunu başarabilmişsiniz .

    YanıtlaSil
  2. bir o kadar da nankör bir meslektir. 89 dakika dünyaları kurtarırsın, 90.dakikada bir gol yersin bütün büyü bozulur ve ertesi gün bütün gazeteler seni yazar. ama güzeldir kalecilik yapmak, zevklidir. bir kaleci takımın yarısıdır. 66 dünya kupasında İngilizler efsane kalecileri Gordon Banks'a inanılmaz güvenmektedir lakin Banks talihsiz bir sakatlık yaşar ve antrenör yedeklere dönüp şunu sorar: hanginiz yedek kaleci? bu bir şehir efsanesi değildir.
    burdan 90 dünya kupasının efsanesi ve tabi ki benim de efsanem olan Walter Zenga'ya değinmeden geçemeyeceğim. Dünya Kupalarında en uzun süre gol yememe rekoru hala kırılamamıştır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nasıl kırılamamıştır? O rekor Onur Kıvrak'tadır. Zira dünya kuplarında hiç gol yememiştir kendisi.

      Sil